1 Mayıs 2009 Cuma

Cesaret Dayı...

Bir süredir bloguma giremiyorum. Yoğunluklan olduğunu filan zannetmeyin sakın. Turuncu manifestomda aldığım kararlara uyamadığımdan...Aradan neredeyse iki ay geçmiş ama maalesef dişe dokunur bir gelişme olmadı henüz. Kilom hala aynı (Hatta biraz artmış bile olabilir.) Hala spor yapmıyorum, koşu bandımı hiç kullanmadım, havuza da yazılmadım. Artık televizyon yerine bol bool DVD izliyorum. Eh eskisinden pek farkılı değil yani...

Gelelim günün konusuna...

Hepimiz genelleme yapmayı severiz. Özellikle insanlarla ilgili genelleme yapmak onları anlamayı kolaylaştırır sanki. "Karadenizliler genellikle cin fikirli, açıkgöz ve çalışkan olurlar. Akdeniz insanı rahat ve sakin yapıda olur. İngilizler somurtgan, Amerikalılar güler yüzlüdür" Hatta mesleklerle ilgili genellemeler de yaparız. Avukatlar çok konuşur, doktorlar biraz kibirlidirler.(O kadar yıl okursam bende de biraz kibir olur herhalde.) Adı üstünde genelleme... Hepsi öyle olacak diye bir kural yok tabi. Kamyon şoförleri de genellikle suratsız, yorgun ve anlayışsız olurlar. Belki hepsi öyle değildirde benim son zamanlarda karşılaştıklarım biraz öyle..
Ama bugün karşılaştığım kamyoncu dayı, gördüğüm en komik, en güleryüzlü ve en konuşkan uzak yol şoförüydü. Adı da kendi gib ilginç; CESARET BERK. Böyle bir isim koymak cesaret ister gerçekten... Cesaret dayı ile önce yol tarif etmeye çalışırken konuştum. Ama bu konuda ki beceriksizliğim sayesinde adamcağız koca sanayiide kayboldu. En sonunda belirgin bir noktaya gelmesini istedim ve arabayla gidip onu aldım. Şirkete geldiğimizde anladık ki aslında çok farklı yerlerden bahsediyormuşuz birbirimize... Hani insan birini ilk görüşte ısınır ya. Cesaret dayı da öyle işte. Bütün sanayiyi sayemde baştan sona gezip, geri gelmesine rağmen, kocaman bir gülümsemeyle selam vererek indi arabadan. Belli ki İstanbul'dan gelene kadar kimseyle konuşamadığından dili şişmiş olsa gerek. 10 dakika içinde, makineli tüfek gibi lisede okuyan çocuklarından üniversitede okuyan yiğenlerinin yaşam tarzına, karısının kilo probleminden Ankara'nın keçiboynuzlu kavşağına kadar bilimum şey hakkında bilgi sahibi oldum sayesinde. Ama konuşması hiç rahatsız etmedi. "Yemek ısmarlayayım aç mısınız" dedim. Hiç itiraz etmedi. Gülerek "Eh olur" dedi. Hatta "2 porsiyon çok olur 1,5 yeter" diyerek beni dumur etti. 123 kilo olduğunu da özellikle belirtti. Kendiyle bu kadar barışık ve rahat bir şoför daha görmemiştim. Bizim elemanlarla hemen kaynaştı. İlk kez gelmesine rağmen (ben dahil) herkesin isimlerini öğrenip onlara isimleriyle hitap etmeye başladı. Epi topu bir saat süren beraberliğimizde bizi kendisine hayran bırakarak yine geldiği gibi kocaman gülümsemesiyle gitti. Karar verdim bir daha İstanbul'la işim olursa Cesaret dayıyı çağıracağım. Vee birde kamyoncular hakkında genelleme yapmayacağım...

Hiç yorum yok: