Ama önce kendime gelmem lazım:)
22 Kasım 2010 Pazartesi
Holaa dostlarım...
Ama önce kendime gelmem lazım:)
12 Kasım 2010 Cuma
Gidiyorumm...
Uzun zamandır hayal ediyordum. Taaa üniversitede Gaudi'nin şaheserlerini gördüğümden beri.. Bu sefer bayram tatili de dokuz gün olunca karar verdim gitmeye.
Turumu ayarladım. Vizemi aldım. Giysilerimi hazırladım. Fotograf makinemin pillerini sarj ettim. Şu gezi kitaplarının cep boyunda olanlarından satın aldım. İnternetten "mutlaka gidin, gezin" önerilerini not ettim.
Hazırım...
Bayram da Barselona'ya gidiyorum.
Umarım hava güneşli olur ve gezim güzel geçer...
Şimdiden herkese MUTLU BAYRAMLAAAR...
Yeni Türkü, Başka Türlü Birşey
Resim: Buradan
11 Kasım 2010 Perşembe
2 haftada 3 kiloo...
Her ne kadar kilolarımı çok dert etmesem de artık sağlığımı tehdit etmeye başladı. Bende iki hafta önce diyetisyene başladım....
Veeee bugün itibariyle iki haftada 3 kilo vermiş bulunuyorum. Asıl önemli olan kaslardan değil yağlardan kilo vermiş olmam. Tabii yolum çook uzun. Yaşıma ve boyuma uygun olan kiloya ulaşmam için daha çok vermem gerek. Ama bu güzel bir başlangıç. Daha şimdiden içine giremediğim bir pantolonumun düğmeleri rahat kapanmaya başladı:)) Kotlarım bolalıyor..
Merak edenlere anlatayım. Aslında yaptıklarım basit ve hepimizin bildiği şeyler:
* Günde altı öğün ve düzenli yemek yiyorum. Ara öğünler çok önemli asla kaçırılmamalı.
* Her öğünden önce birer bardak su içiyorum ki bu günde 3 litreye yakın ediyor.
* Her öğün bir dilim ekmek yada galeta mutlaka yiyorum.
* Öğlen ızgara, haşlama et ve bol salata, akşam sebze yemeği ve bol salata...
* Vee tabii olmazsa olmaz spoor. Haftada en az 4 gün yürüyüş yapmak gerekiyor.
İşte bu kadar...
Şimdi hayalim, istediğim kiloya ulaşında eskiden giydiğim pantolonun tek bacağına girip "İşte böyleydim, Böyle oldum!" diye fotograf çektirmek:))
Resim: Buradan
10 Kasım 2010 Çarşamba
Sular kesikti spor yapamadım hocam:)
Her akşam eve gelince ilk baktığım şey çeşmeden suyun akıp akmadığı. Meğer ne kadar büyük bir nimetmiş bu...
Bir haftadır su sıkıntısı çekiyoruz. İki sene önce barajlar boş olduğu için suyun iki günde bir verildiği günlerde bile bu kadar çok kesilmemişti suyumuz. Sebebi Bilkent'in su borularının eskimiş olması.
İşin ilginç tarafı borularını değiştirmeye cumartesi başladılar. Tam herkesin evde olduğu günlerde... Yani haftasonu sular kesikti.. Depodaki suyun iki gün apartmana yetebilmesi için ara ara su aktı. O arada ne yapılabilir ki... Yemek yapılacak, banyoya girilecek, çamaşır yıkanacak, bulaşık makinesi çalıştırılacak... Bir seferinde marul yıkarken sular kesiliverdi. Yarısı yıkanmış yarısı çamurlu marullarla başbaşa kaldım.
Banyo yapabilmek başlı başına büyük bir olay. Yalnız soğuk su aktığından ve o da sıkıtlı olduğundan her damlayı dikkatlı kullanmak zorundayım malum. Kettle, su ılıştırmak için çamaşır leğeni , maşrafa yerine cezve yani tam takım giriyorum banyoya. İlkel şartlara geri döndüm evde... Her lavabonun başında bir şişe yada sürahi su bekliyor.
Hergün bir saat spor yapmam lazım diyetime yardımcı olarak ama mümkün değil. İki haftadır sabahları yaptığım yürüyüşün ardından, on dakikada duş alıp çıkmak şu anda büyük bir lüks ve hayal olduğundan yeni başladığım sporuma ara vermek zorunda kaldım. Perşembe günü diyetisyenimle randevum var. Kadına sular kesikti spor yapamadım desem ne der acaba?
Dört gözle borularımızın tamirini ve sularımızın yeniden akmasını bekliyorum. Böylece bende günlük hayatımın sabahları sıcak suyla duş almak, musluktan akan su ile meyve sebze yıkamak gibi küçük zevklerine geri döneceğim.
Resim : Deviantart
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)