12 Ocak 2009 Pazartesi

Güneşin Hayat Veren Gücü



Bir süre önce farkettim ki benim ruh halim güneşin ışıldamasıyla doğru orantılı... Yani ne zaman ki güneş bulutlardan sıyrılıp kendini gösteriyor beni bir mutluluk ve huzur kaplıyor. Çok şanşlıyım ki hem evim hem iş yerinde odam çok iyi güneş alıyor. Her kadar yazın bu durum biraz bunaltıcı da olsa ben asla şikayetçi değilim.

Özellikle sabah güneşle uyanmayı çok seviyorum. Şu aralar bunu yalnızca pazar sabahları yapabiliyorum maalesef... Evimde güneş yatak odamdan doğuyor ve gün içinde tüm evi dolaşarak salonumdam batıyor. Dolayısıyla onu doğumundan batışına kadar izleyebiliyorum. Ben de evde olduğum zamanlar onu takip ediyorum. Yapacağım işleri toplayıp önce yatak odasına oradan salona taşıyorum.

Güneşi en çok dokunduğu renkleri daha netleştirdiği, güzelleştirdiği için seviyorum galiba. Kırmızılar, sarılar, yeşiller daha da parlıyor sanki. Özellikle yazın hafif rüzgarın dalgalandırdığı perdenin desenlerinin gölgelerinde renkler dans eder sanki. Masanın üzerindeki cam vazodan yada cam bardaktan yansıyan, oynaşan renkler nasıl neşelendirir insanı.

Bugün de güneşli hava. Dün sabah yağan lapa lapa kara rağmen muhteşem bir güneş var dışarıda. Yaz ce-ee yapmış gibi. Belki de ondan yazmak istedim bu yazıyı...
Güneşi çok seviyorum....

9 Ocak 2009 Cuma

Şamot-Ebeşuar-Barbiton...


Sevgili Pinocumun sayesinde yaklaşık 1,5 aydır seramik kursuna gidiyorum. Çamurla oynamayı küçükken de çok severdim. Ama şimdi bu kadar stres attığına gerçekten inanamıyorum. Bütün hafta heyecanla perşembe akşamını bekliyorum. İyiki başlamışım.

5 Ocak 2009 Pazartesi

7 pırıl pırıl genç


Ben çok fazla televizyon seyretmem.Daha doğrusu haberleri pek fazla seyretmem. Dolayısıyla ölen Bilkent'li gençlerden biraz geç haberim oldu. Ama duyduğumdan beri aklımdan çıkmıyor.O kadar üzüldüm ki anlatamam. Onların yerine koydum kendimi. Sabaha o evden çıkayamacaklarını bilmeden giyinip süslenip gittiler arkadaşlarının evine. Sabaha maalesef ceset torbalarında çıktılar oradan. Ne kadar büyük ve tarifsiz bir acı. Özellikle aileleri için... Allah hepsine ayrı ayrı sabır versin... İnsan her ölüme üzülür ama böyle gepegenç hayat dolu sağlıklı insanların ani ölümlerine daha çok üzülür. Beklemezsiniz, konduramazsınız... Onun daha yaşayacağı günleri düşünürsünüz... Ben o aileleri çok iyi anlıyorum. Ben de birkaç sene önce Konya'da çöken Zümrüt apartmanında kuzenimi kaybettim. Ölümünden yarım saat önce görüştük bayramlaştık, şakalaştık, gülüştük. 1 saat sonra çöken binanın yıkıntılarında sağ çıkması için göz yaşı döktük. O da 18 yaşındaydı. Çok iyi konuşur, kendini dinletirdi. Geleceğin başbakanı sensin derdik. Hoşuna gider gülerdi. Hala sağ olsaydı nasıl nerde olurdu diye düşünüyorum.

Allah tüm genç yaşta yakınını kaybedenlere sabır versin.:(