20 Aralık 2010 Pazartesi

Gezdim Gördüm Yazdım 10: Andorra


Andorra İspanya-Fransa sınırında arada kalmış ufacık bir ülke. O kadar küçük ki en uzak iki şehrinin arası 15 dakika. Yüzölçümü 468 km2. İstanbul'un 5712 Km2 olduğunu düşünürsek. Andorra İstanbul'ın 1/12'si kadar bir ülke. Denize kıyısı yok. Ancak yılda ortalama 10 milyon turist ağırlıyorlarmış. Pirene Dağlarının arasında sıkışmış gibi görünse de Andorra kayak ve vergisiz alışveriş cenneti olarak oldukça rağbet görüyor. Hem Fransa'dan hem İspanya'dan milyonlarca kişi ziyaret ediyor.


Barselona'dan 3 saatlik bir otobüs yolculuğu yaparak Andorra'ya ulaştık. Otobüs ve turla gitmek bireysel gidişden daha kolay tur otobüslerini hem girişte hem çıkışta durdurmuyorlar. Yalnız tek seferde yaptığınız 500 €'dan fazla alışverişlerde çıkışta bir miktar vergi alıyorlarmış.


Biz Andorra'nın başşehri Andorra La Vella'ya gittik. Burası ne Fransa'ya ne de İspanya'ya benziyor. Kayak merkezi de olduğundan İsviçre'ye benziyor sanki. Burada yaşayanların yarısı Katalan. Barselona'dan geliyorlar.


İsterseniz şehrin dışındaki alışveriş merkezlerini tercih edebilirsiniz yada şehir merkezindeki tek uzun caddede gezebilirsiniz. Biz caddelerinde dolaştık.

Çok fazla turist geldiği için mağaza çalışanları tok satıcılar. Genellikle çok suratsızlar. Ancak cep telefonu, bilgisayar, fotoğraf makinesi, parfüm, makyaj malzemesi gibi markalı ürünler en az %20 indirimli satılıyor. Aynı ürüne her mağazada farklı fiyat veriyorlar ve pazarlık yapılmasından hoşlanmıyorlar. Eğer istediğiniz bir ürün varsa birkaç mağaza sorduktan sonra tercih yapmanızı öneririm. Ben fotograf makinemi Türkiye'dekinin neredeyse yarı fiyatına aldım.


Yemek için fazla alternatif yok. Mcdonald's en rabet göreni ancak çok kalabalık oluyor. Ben cadde üzerinde bir restoranı tercih ettim. Hayatımda ilk defa pasta dilimi şeklinde tavada pişirilmiş ton balıklı ıspanak yedim. Çok ilginç bir tadı vardı. Ayrıca portakal suyunun yanında gelen şeker paketi çok ilginçti. Şekerli portakal suyunun tadı nasıl olur hiç bilmiyorum:)

Pirene Dağlarının dorukları karlı ve sisli görüntüsünü şehrin her noktasından görmek mümkün.


5 yorum:

pommeler dedi ki...

ne zamandır beklediğim bir yazıydı
yasasınnn

Meyra dedi ki...

ahh senacım ispanyayı anlatarak beni benden aldın:))

sena dedi ki...

Pommelerciim canım beğendiğine sevindim:)

Meyracığım; Nisan'da Barselona'ya giderken yardımı olur umarım. Canon'unu da götür. Bol bol fotograf çek:)

Sevgiler

balki gibimiyim nee!! dedi ki...

Sevgili sena ben ben 31.5.2011 de ispanya turuna gidiyorum. andorra ya gitmekte karasız kaldım. amacım fotoğraf makinesi almak profesyonel. Fakat türkiyede pahalı. Sence gitmye değer mi aşağı yukarı ne kadar fark olur çünkü boşu boşuna 1 günümü yemek istemiyorum. Önerilerini bekliyorum.

Teşekkürler

sena dedi ki...

Merhaba;
Profesyonel makinelerle ilgili bir bilgim yok açıkcası. Ben ince bir Sony aldım. Burada satış fiyatı 950TL civarında idi. Ben oradan 280 €'ya aldım. Neredeyse yarısı. Araştırmanız gerek. Her mağazada farklı fiyat veriyorlar. Orada Türkiye'deki gibi falan vergisi, filan vergisi, iletişim vergisi olmadığından en az %20-30 uygun fiyatlı alırsınız. Değer mi değmez mi bilemem. Karar sizin:))

Kolay gelsin. İyi eğlenceler:)