22 Aralık 2009 Salı

Yeni seramikler...

Pazar günü kursdan getirdiğim boyanmamış seramiklerimi boyama fırsatım oldu. Bunlardan biri seramiğe başladığım ilk iki haftada Pergamon'da yaptığım şekerlikti. Daha önce kursta boyama girişim bir felaketle sonuçlanmıştı. Ama başladığım işi bitirmek adına o iğrenç kırmızı-mor renkli boyayı zımparalayıp parlak metalık bir kreme boyadım. Altta kalan rengin ara ara görünmesi de çok hoş bir etki bıraktı. Son olarak şekerliğimin üzerine bir sokak çizdim. Pastanesi, kafesi, garaj ve butik vitrinleriyle küçük sevimli kasabayı resmetmeye çalıştım.



İkinci tamamlanan işim balık tealightdı. O da fırında zarar görenler arasındaydı. Maalesef gözleri ve dudakları patlamıştı ve yan tarafında muhtemelen patlayan parçaların çarpması sonucunda koca bir kırık vardı. Evde bulduğum 10 yıllık fimo benzeri hamurla kırılan yerleri onardım. Sonra fırında pişirdim. Önce kurbağa prensime arkadaş olması için yeşile boyadım. Tam bir felaket oldu. Üzerini kırmızı ile kapattım. Ama bu seferde (sebebini anlamadım) boya pul pul döküldü. Bende kalın bir zımpara ile zımparalarım. Böylece zeminde kırmızı, yeşil ve kırmızı kilin doğal kiremit renginden oluşan ebruli desen çıktı ortaya. Sonra fazla koyu olduğunu düşünüp onunda üzerini parlak metalik sedef rengiyle kapladım.


Ve sonuncusu rüzgar değirmeni. Bu iş diğerlerine göre biraz daha usta işi galiba:) Atölye Beyaz'a geçtikten sonra yaptığım ilk çalışma. Boyamakta yapmak kadar zevkliydi. Önce koyu kahve ile duvar aralarını boyadım. Sonra sünger yardımıyla taş duvar dokusu oluşturmak için açık kahveyi uyguladım. Her taşın alt kısmına gölge dokusu yaptım. Son olarak kapı ve pencereleri mor ve lila karışımına boyadım. Çok içime sindi. Şimdi yalnız verniği kaldı. Onu da attım mı tamamlanacak.


Hiç yorum yok: