3 Mayıs 2009 Pazar

Azmin Zaferi...



Görev:Sabah erken kalkılacak. Saat 9.30 gibi Çayyolu'na Cüneyt Gökçer Sahnesi'ne gidilip Rita'nın Şarkısı'na bilet alınacak.

Genellikle saat kurmadan istediğim saatte rahatlıkla uyanabilen bir yapıya sahibim. İnsan kendini şartladımı rahatlıkla biyolojik saatinide kontrol edebilir bence. Bende uzun zamandır (eğer çok geç yatmadıysam yada çok olağanüstü olarak çok çok erken kalkmam gerekmiyorsa) saat kurmam. Yine saat kurmadan yattım dün gece. Sabah telaşla uyandım. Saat: 6.30. Bu uyumak ve uyanmak arasındaki işkence 7,15'de, 7.30'da ve son olarak 8.05'de tekrar etti. Son olarak 8.15'de kalktım. Klasik günlük bakım işlemleri yapıldı. Oda havalandırıldı. Yatak yerleştirildi. Odada önceki günleden kalan dağınıklık toparlandı.Saat: 8.45. Makineye çamaşır konuldu. Salonda sehpada kalan cerez tabakları ve boş bardaklar yıkandı. Bulaşıklık boşaltıldı. Saat: 9.15. "Amanın geç kalacağım diye" endişe edildi. Acele kahvaltı için yumurta haşlandı. Çay yapmak ve yapmamak arasında kalındı. Sonra vazgeçildi. Kahvaltı yapıldı. Masa toplandı. Bulaşıklar lavabonun içine atıldı. Gelince yıkanmasına karar verildi. Saat: 9.30. Apar topar "yine geç kalacağım." diye söylenerek evden çıkıldı.

Allah'tan günlerden pazar. Yollar boş. Cüneyt Gökçer Sahnesi göründü. Saat: 9.45. Benden önce gelen bir anne-kız haricinde kimsecikler yok görünürde. Arabayı parkedip anne kızın yanına gittim. Onlarda bana bakıyorlar. "Rita'nın şarkısı'na bilet almak için mi bekliyorsunuz" dedim. İkisi birden gülerek "EVET" dediler. Onlarda benim gibi günlerce internetle boğuşmuşlar. Sonunda gişeye gelmeye karar vermişler. Biz konuşurken başkaları da geldi. Hep beraber açılış saatini beklemeye başladık. Beklerken gişeden öğrendik ki insanlar birleşiyor, 40 kişi olunca da açılış tarihinden önce toplu bilet rezervasyonu yapıyorlarmış. Dolayısıyla gişede bazen bilet kalmıyormuş bile. Biz Ayşegül ve annesiyle sohbeti koyulaştırırken açılış saati geldi. Biletler o kadar çabuk satılıyorduki anında yere karar vermek gerekiyordu. Gişe görevlisi bizim günlerdir hatta haftalardır süren bu olağanüstü çabamızdan etkilenmiş olacak ki acele biletleri kesti. Benim arkamdaki beyler arka sıradaki son koltukları aldılar desem inanır mısınız? Sonuç olarak; ben, Ayşegül ve annesi büyük savaş kazanmış muzaffer komutan edasıyla birbirimizi tebrik ettik. On dakika önce tanıştığımızı unutup, sarılıp öpüşüp oyunda görüşmek üzere ayrıldık. Hayatımda hiç bu kadar mücadeleli bir tiyatro bileti almamıştım. Herhalde bu bileti ömür oyu saklayacağım.

Hiç yorum yok: